Ülkemizin gözbebeği firmalarından olan Mengi Yay-Yatçılık üretimlerinde tasarımları ile de farkını ortaya koyuyor. Mengi Yay-Yatçılık Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Mengi dergimize çok özel açıklamalarda bulundu. Yat inşa aşamasında çıraklıktan gelme biri olarak, yıllarca üretim sürecinin daha önemli olduğunu düşündüğünü belirten Mengi, “10 yıl önce sorsanız tasarım o kadar da önemli değil, derdim. O zamanlar benim için görsellikten çok sağlamlık önemliydi. Ancak şimdi, her şeyden önce tasarım çok önemli. Tasarımınız güzel olmadığı sürece altından da yapsanız bir değeri yok. Neticede müşteri beğenisine sunulan bir iş yapıyoruz” dedi.
Markadan Ötürü Yabancı Tasarımcılar Tercih Ediliyor
Müşterilerin çoğunlukla marka olmasından ötürü yabancı tasarımcılarla çalışmaktan yana olduğunu dile getiren Mengi, “Türkiye’de çok önemli tasarımcılar var. Tanju Kalaycıoğlu, İbrahim Karataş, Selahattin Gürdaş gibi isim yapmış tasarımcılarımız var. Ancak marka olmalarına rağmen bizim tasarımcılarımızın projeleri iyi olsa bile, Hollandalı, İtalyan veya İngiliz bir tasarımcının projesi tercih edilebiliyor. Bu, tamamen müşterinin tercihine bağlı bir durum olduğundan müdahale etme şansımız olmuyor. Ama Türk tasarımcılarımız ile yaptığımız önemli projelerimiz de var tabi ki.” 44 metrelik Virtus isimli yatın projesinde, “İç tasarımı İtalyan, mühendislik işlerini Hollandalı ama tüm denetim işlerini Türk mühendis firmasına verdik” diyen Mengi, böylece hem maliyeti düşürdüklerini hem de projeye Türk bir mühendislik firmasını dahil ettiklerini söyledi.
Yatı Hangi Amaçla Kullanacaksınız?
“Yat inşa ederken en önemli konulardan bir tanesi hangi amaç için istenildiğidir. Charter mı yapılacak? Özel amaçlı mı kullanılacak? 45 metre ve üstü bir tekne için en önemli konu ise, kapalı hacminiz 500 groston üstünde 000 yoksa altında mi olacak? Çünkü üstünde olursa gemi sınıfına giriyor, 12 yolcu gemi kapasitesini geçince de gemi sınıfına giriyor. Gemi sınıfına girince de charter klas, gerekiyor.” Bu değişenlere göre, tekne güverte ölçülerine karar verdiklerini belirten Mengi, “İnsanlar daha önce hiç yat almamışlarsa birkaç tane tekne gezdiriyoruz. Çünkü insanlar daha çok açık alanda vakit geçiriyor. Bu nedenle de müşterileri açık alanda zaman geçireceklerine ikna etmek gerekiyor. Tabii istenilen yat tipiyle de ilgili bir durum bu” dedi.
En son denizle buluşturdukları SEA STAR isimli tekneyle alakalı olarak Mengi şu bilgileri verdi: “SEA STAR teknemiz 97 No’lu projemizdir. Yani bizim denize indirdiğimiz 97‘inci teknemiz… Bu teknenin tasarımı İtalyan bir tasarımcıya ait. Her teknede tasarımcı değişebiliyor. Bazen istesek de aynı tasarımcıyla devam edemiyoruz. Bunun sebebi de şöyle; müşteri size hayalindeki bir projeyi anlatıyor, her tasarımcı o projeye uygun olmayabiliyor. Bazılarının kendine göre bir çizgisi oluyor ve onun dışına çıkmıyor. Tasarımda kendine göre farklı istekler oluşabiliyor. Müşterimizin isteklerini yapabilecek tasarımcılar hangileriyse onlara yönlendiriyoruz. Müşterimize ikisi yerli biri yabancı olan üç alternatif sunuyoruz. Özellikle yerliye önem veriyoruz. Müşterimiz onlardan birini seçiyor ve onunla ilerliyoruz.”
ÖZEL HABER
Ahmet Doğan-YACHT LIFE & TRAVEL